
Beklediğimin aksine pozisyon açısından kısır bir maç oldu.Ümit Karan-Lincoln tercihi sonucu son pasları bir türlü yapamayan GS'nin ilk yarım saatte kurduğu baskı sonuç vermedi.FB'nin tamamen kendini beraberliğe adayan oyununa ise maç boyu anlam veremedim.Aragones'in de Deniz yerine Semih'le başlamasıyla aslında hücumu daha fazla isteyeceğini düşünmüştüm.Fakat aksine Semih'in de orta sahaya yakın oynamasıyla beraber ileride çoğalamayan bir görüntüye sahip oldular.GS'nin defans oyuncuları seçimi de maç öncesinde belirttiğim gibi büyük önem arz ediyordu.Topal'ın üstün performansı bugün atlanmaması gereken bir detay.Guiza yine de en az 3 pozisyonda karşı karşıya kalabileceği pozisyonları bir şekilde harcadı.Onun da sahanın en kötüsü olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
GS'nin hızlı başlangıcı oyunun geri kalanı için aldatıcı oldu.Özellikle R.Carlos'un kanadına atılan ters toplar büyük tehlikeler yaratmaya yetti.Fakat hücumlar esnasında Ümit Karan ve Arda'nın esrarengiz kaybolmaları Kewell'ın enfes bindirmelerini sonuçsuz bıraktı. İkinci yarıya Lincoln'süz başlamak ise Korkmaz'ın artık komplekse varan büyük hatasıydı.Belki girdiğinde oyuna etki edemedi ama 60.dakikadan sonra kondisyonu tükenmiş bir takımla daha fazlasını yapmasını beklemek fazla iyimser bir bakış.Son 10 dakikada orta sahasız oynanan oyunda dahi doğru boş koşuları ve kısa pasları bile yapamayacak haldeydi fantastik dörtlü(Arda-Lincoln-Kewell-Baros).
Buna karşı FB gereğinde fazla defansif kurgusu ve beraberliğe razı duruşuyla şaşırttı.Oysa kazanmayı düşünen ofansif bir takım bekliyordum ben.Özellikle Gökhan Gönül'ün de sakatlanmasından sonra sağ kanatın işlevini yitirmesiyle tamamen işini şansa bırakan bir çizgi içinde oynadılar maçı.Buna karşı Gökhan'ın sakatlığı ile Önder-Lugano-Yasin-Carlos dörtlüsü daha sağlam bir defans kurgusu içerisine de girmeyi sağladı FB'ye.Duran toplar dışında pozisyon bulunamamasının da bu durumun sonucudur.Selçuk'un atılmamış olması ise büyük şans oldu FB için.Ama mutlak kazanmaları gereken bir maçta bu kadar risksiz bir oyun tercih etme sebebini hiç bir zaman anlayamayacağım Aragones'in.
Genel derbi havasından farklı bir oyun yoktu aslında. Ama hem hakemin kart çıkarmamaktaki ısrarı hem de yerli futbolcuların fazladan siniri maçı gereğinden fazla agresif bir havaya bürüdü.Maç boyu devam eden Sabri-Emre Belözoğlu çekişmesi,ikili mücadelelerdeki sertlik her an kırmızı kartın gelebileceğini gösteriyordu zaten.Ama son saniyede çıkan mevzuları bu kalıba sokmak bir hayli zor.Daha geçen yaz Avrupa Şampiyonası'nda beraber başarılara imza atmış futbolcuların bu halet-i ruhiyeleri gençlikle,derbiyle,atmosferle açıklanamaz.Lugano'nun çok çok ama çok gereksiz hareketiyle bu noktalara varan kavga utançtan başka bir şey değil.Muhtemelen 3 maçtan az olmamak kaydıyla ağır cezalarla karşı karşıya kalacak bir çok futbolcu.ASY'nin 1-2 maç kapatılması da sürpriz sayılmaz.Bu kadar olayın içerisinde her iki takımın da en agresif oyuncuları Emre ve Sabri'nin kavgada yatıştıran tarafta olması da başka bir şaşırtıcı nokta.Emre Aşık da eğer derbilerde en çok kırmızı kart gören oyuncu diye bir istatik tutuluyorsa tartışılmaz birinciliğini pekiştirmeyi sürdürdü.
Maçın sonucuna en çok sevinenler ise elbette Sivaslılar ve Beşiktaşlılar.Artık bu dakikadan sonra her iki takımın şampiyonluk ya da şampiyonlar ligi iddiasından bahsetmek abes olur.Bu maçla beraber her iki takımda sezonun kapanışını yapmış oldular.
galatasaraylılar hayvandır semih çok iyi kafa gömdü emreyede oh olsun canıma desinhayvan galatasaraylılar mallar semih ve lugano ya bravo
YanıtlaSil