27 Şubat 2009 Cuma

UEFA Kupası 3.Tur

CSKA Moscow 2 - 0 Aston Villa
Metalist Kharkov 2 - 0 Sampdoria
Hamburger Sv 1 - 0 Nec Nijmegen
Twente 0 - 1 Marseille
Wolfsburg 1 - 3 Paris S.G.
Galatasaray 4 - 3 Bordeaux
Ajax Amsterdam 1 - 1 Fiorentina
Manchester City 2 - 1 Fc Cobenhagen
Standard Liège 1 - 1 Braga
Stuttgart 1 - 2 Zenit St. Petersburg
Udinese 2 - 1 Lech Poznan
Deportivo La Coruna 1 - 3 Aalborg
St Etienne 2 - 1 Olympiakos
Tottenham 1 - 1 Shakhtar Donetsk
Valencia 2 - 2 Dynamo Kyiv


Aston Villa ve Tottenham kupaya noktayı koydular. Zico yoluna devam ediyor. Hamburger Galatasaray'ın rakibi olacak. İki maçta da NEC'i yenmeyi başardılar. Fransızlar sadece Bordeaux'yu kaybettiler, hem PSG hem Marseille hem St.Etienne son 16'da. Ajax 1-0'ın rövanşında Fiorentina ile 1-1 berabere kalarak uzun süre sonra Avrupa'da ben de varım dedi. Werder Bremen San Siro'da 2-0'dan maçı 2-2'ye getirmeyi başarınca UEFA'da tek İtalyan takımı Udinese kaldı. Kupanın favorisi Milan martı dahi göremedi. Metalist bir mucizeyi gerçekleştiriyor. Gruplara 5.torbadan girdiler, şimdi son 16'ya kaldılar ve hala kupada gol yedikleri tek takım Beşiktaş. Ertuğrul Sağlam'a hakkaten yazık oldu. Bu sefer 2 gol attılar. Ukrayna Dinamo Kiev'le birlikte üç takımla son hız ilerlemeye devam ediyor. Ülke puanında direkt rakibimizdiler, bu akşamdan sonra ilk 10'a girmek bir hayli zor olacak. Son şampiyon Zenith Stuttgart'ı kupa dışına itti. Güçlü favorilerden biri olarak gözüküyorlar. Braga ve Aalborg kendilerini de aştılar. Galatasaray için final çok uzakta değil.

Final 20 Mayıs'ta Şükrü Saraçoğlu'nda. Top 16 maçları 12 Mart'ta.

26 Şubat 2009 Perşembe

Şampiyonlar Ligi Top 16 #4

Liverpool beklenenin biraz üstüne çıkıp Bernabeu deplasmanın da gol de atmayı başardı(hayır yemelerini beklemiyordum). Yarısı İspanyollardan oluşan bir takımdan alınmış olması İspanyolların fazla üzmemiş olsa gerek. İkinci maç yine de formalite değil. Heinze'nin yatacak yeri yok o ayrı. Benayoun da beni bir hayli şaşırtan bir oyun oynadı. Gerrad'sız yarım-Torres'li L'pool şimdilik büyük iş başarmışa benziyor. Lakers-Boston rekabetinden sonra Madrid-Pool rekabetine de şahit olmuş olmak kendimizi ayrıcalıklı hissetmemizi sağlıyor. Ama yine de ne varsa eskilerde var.

Londra'da golü Chelsea attı Chelsea kazandı. Drogba yaklaşık 1.5 ay sonra golle buluştu. Torino'da işler çok karışacak. Bayern turu garantileyen ilk takım. Pana fazlasıyla sürpriz bir performans ortaya koydu. Villareal sezon başındaki günlerinden çok uzakta. Attıkları golün penaltıyla da uzaktan yakından alakası yok. Ribéry ve Karagounis'in golleri izlenmeli. İspanyollar haftayı galibiyetsiz, İngilizler yenilgisiz kapatmayı başardı.

Real Madrid 0-1 Liverpool
Chelsea 1-0 Juventus
Sporting 0-5 Bayern
Villareal 1-1 Panathinaikos

Galatasaray 4 Bordeaux 3


Olabilecek en kötü başlangıçtı maçın başında gol yemek. 6.saniyede kendi sahanda üstelik. Etkilenmemiş gözüktü takım ama ilk yarının sonuna kadar hiç bir şey de üretilemedi. Top her zaman Galatasaray'ın ayağında kaldı. Bunda Bordeaux'nun da ileriye gitmekte pek hevesli olmamasının da etkisi büyük elbette. Ama panik yapmadan oynanmış olan ilk yarı özellikle geçen yıl Helsingborg, Austria Wien maçlarında oynanan oyun düşünüldüğünde pek değerli gözüktü bana.

Gourcuff'u üzüm bağlarında bırakan Bordeaux ikinci yarı yenik durumdayken dahi pek topa sahip olamadı. Üstüne 3.golün de gelmesiyle aslında artık pes etmeleri doğal sonuçtu. Fakat bu sezonun en büyük hayal kırıklığı olmayı şimdiden garantileyen Meira ilk golde olduğu gibi ikinci golde de seyirci olmayı tercih edince bu muhteşem performans neredeyse heba oluyordu. Açıkcası şu ana kadar Meira Galatasaray maçlarını en yakından izleyen kişi olmanın yanı sıra üste bir de çuvalla para kazanıyor bu performansla. De Sanctis'i en baştan beri tutamadım. bugün de yine ölümcül hatalarına bir yenisini ekledi. Bu formu devam edecekse Orkun bir an önce geri dönmeli kaleye.

Gecenin adamı ise ne Hagi'den sonra izlenmiş en güzel golü atan Kewell ne de tüm sezonun aksine müthiş hırsıyla iki gole imzasını koymuş olan Arda. Hiç şüphesiz artık neredeyse tüm taraftarın desteğini yitirmiş olan Sabri'dir bu gecenin yıldızı. Ordan belki 10 kere vursa 9'nu Yeni Açık'a yollar ama bugün tam köşeye vurdu. Tam köşeye...

4.tur ilk maçı 12 Mart'ta Hamburg'da.

25 Şubat 2009 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi Top 16 #3

7.haftanın ikinci gün maçları. Gecenin maçı Bernabeu'da Real Madrid ile Liverpool arasında. madrid ligdeki performansını bu maça yansıtmak isteyecektir. Karşılarında son 4 sezonun Şampiyonlar Ligi'ndeki en başarılı takımı olacak. Bir yanda Raul öte yanda Torres. Aslında bir şampiyonlar ligi maçından çok İspanya derbisi gibi. Önceden tahmin yapmanın çok zor olacağı bir maç. Gerrard ve Torres'in aynı anda sahada olduğunda başkalaşan Liverpool'da Gerrard'ın durumu kesin değil. Madrid'te haftasonu Betis'e 2 gol atan Huntelaar CL kadrosuna yazılamadığından kadroda yok. Guti, Sneijder ve Robben dönüyor.

Muhtemel onbirler

Real Madrid: Casillas – Sergio Ramos, Pepe, Cannavaro, Heinze – Robben, Lass, Gago, Sneijder – Raul, Higuain

Liverpool: Reina – Arbeloa, Skrtel, Carragher, Dossena – Benayoun, Mascherano, Xabi Alonso, Riera – Torres, Kuyt



Gecenin diğer büyük maçı ise Stampford Bridge'te. Hiddink'li Chelsea Juventus karşısında olacak. Pek formda sayılamayacak iki takım, tam bir atan kazanır maçı. Bayern Lisbon'da galibiyet, Villareal El-Madrigal'de turu garantileyecek skor peşinde olacak. Yeşillerin pek şansları yok gibi.

Chelsea-Juventus
Real Madrid-Liverpool(Star 21:45)
Sporting-Bayern
Villarreal-Panathinaikos

24 Şubat 2009 Salı

Şampiyonlar Ligi Top 16 #2

Arsenal ilk maçı gol yemeden kazanarak büyük bir avantajla geçti. Atletico Porto maçı tam da beklediğim gibi gollü beraberlikle sonuçlanmış. Rövanşının da benzer bir sonuçla tamamlanması kuvvetle muhtemel. Porto'nun deplasmanda 2 gol atmış olmasına rağmen tur ortada duruyor. Lyon öne geçtiği maçta kendilerin turu getirebilecek bir skor elde edemedi. Her maç üçten aşağı atmayan Barça tekliyor. Üst düzey bir performanstan sonra kabul edilebilir bir düşüş.

Arsenal 1 - 0 Roma
Atletico Madrid 2 - 2 Porto
Lyon 1 - 1 Barcelona

Internazionale 0 Man Utd 0



Baştan sonra Man Utd'nin ve Ferguson'un istediği gibi giden bir maç oldu. Maçın başında çaylak Davide Santon'un kanadını fena halde dövmesine rağmen aradığı golü bulamadı Man Utd. Buna karşın Mourinho'nun diamond 4-4-2'si, İbra ve Adriano'nun sadece son haftaların değil tüm zamanların en iyi defans kurgusunun arasında sıkışıp kalmasıyla -özellikle bir iç saha maçı için- oldukça kısır kaldı.

Genel anlamda zaten İnter'in yaratıcı orta saha oyuncusu eksikliği tüm Şampiyonlar Ligi maçlarında ortaya çıkan bir arıza. En iyi olmayı hedefleyen bir takımın ataklarını yönlendiren oyuncu Muntari olmamalı. Maicon ve Santon Yi Sun Park ve Ronaldo tehditleri yüzünden yeteri kadar hücuma yardım edemez hale gelince, İnter hiç umulmadık bir performansla turu Man Utd'nin insafına bıraktı. Ama yine de Giggs'in, Berbatov'un ve Ronaldo'nun bolca pozisyonu heba ettiği maçta bu skor 'şimdilik' fena sayılmaz. Bu nokta da Julio Cesar'ın mükemmel performansı da atlanmamalı. Özellikle maçın başında kornerden gelen topta Ronaldo'nun kafasına verdiği refleks müthişti. Eğer Inter turu geçerse Julio Cesar'ın payı büyük olacak.



Ferguson aslında Scholes ve Rooney'siz bir orta saha ile çıkarak dersine iyi çalıştığını gösterdi. Yine de turu hala ortada. Van der Sar ise gol yememe rekoruna bir maç daha ekleyerek 15 maç ve 1398 dakikaya taşıdı. Sanırım futbolu bırakana kadar gol yemeyecek.

Rövanş iki hafta sonra Old Trafford'ta.

Şampiyonlar Ligi Top 16

Şampiyonlar Ligi'nde 7.maç günü. Sürprizsiz sayılabilecek grup aşamasından sonra heyecan yeniden başlıyor. Gecenin maçı San Siro'da. Mourinho belki de bu sezonki en ciddi maçına çıkıyor. Premier Lig'de gol bile yemeyen bir takım olacak karşısında. Bir tarafta Cristiano, Rooney, Ferguson diğer tarafta İbra, Adriano, Mourinho... İzlemesi keyif verecektir mutlaka.



Espanyol karşısında çarpılan Barça son 7 yılda hep şampiyon olup avrupa'da bu 7 yıl boyunca çeyrek final dahi görememiş olan Lyon'a konuk olacak. Zaten istisnasız her sene bir şekilde Şampiyonlar Ligi'nde karşı karşıya gelen iki takım. Sonuç bu yılda da pek değişmeyecek gibi. Ama Lyon süprizi tadından yenmez hani.

Bu turdaki 3 italyan-ingiliz eşleşmesinden bir diğeri de Londra'da Emirates'te olacak. Bu sezonun iki hayal kırıklığı, sezonu Avrupa'da kurtarabilmek için sahaya çıkacak. Galip gelmeyi başaramazsa Arsenal'in şansının çok azalacağı kesin.

Madrid'te ise Atletico, ligin gediklisi Porto'yu ağırlıyor. Fazlasıyla beraberlik kokuyor. Sonu geçen senenin Sevilla-Fenerbahçe eşleşmesine benzemesi kuvvetle muhtemel. Birbirine bir hayli denk, kolay kolay galibin belirlenemeyeceği bir tur.


Arsenal-Roma
Atlético-Porto
Internazionale-Man. United (Star-21:45)
Lyon-Barcelona

23 Şubat 2009 Pazartesi

Bülent Korkmaz

Eğer Galatasaray'da bir efsane 11 kurulması gerekiyorsa hiç düşünülmeden ilk koyulması gereken adamdır Bülent Korkmaz. Bugün Türk futbol tarihinde hem kulüp hem milli takım düzeyinde yaşanmış tüm üst düzey başarıların tamamında ismi vardır. UEFA kupası, Süper Kupa, 2002 Dünya Kupası, Konfederasyon Kupası.. Hepsinde bulunan tek isimdir.



Her zaman futbolundan çok sahadaki antipatikliği, rakip takımları ve hakemleri tahrik eden yapan yapısıyla ön plana çıktı. Ama Galatasaraylıların kalbinde her zaman UEFA kupası finalindeki performansıyla anılacaktır.



Sonraları aslında kişiliğiyle pek te uyuşmayacak teknik direktörlük işine kalktı. İlk işi ligin dibinde aldığı Kayseri Erciyes'i ligde tutmaktı. Bunda başarılı olamadı belki ama oynattığı futbolla ve takıma aşıladığı kişilikle çokçalarından övgü almayı başardı Kaptan Bülent. Bursa Gençlerbirliği derken aslında kariyerinin dibini daha 3 yıl olmadan gördü.

Bugün ise bunca başarısızlığına rağmen yeni Galatasaray teknik direktörü olarak açıklandı Skibbe'nin gönderilişinden sonra. Tecrübesiz ve disiplinsiz olduğu gerekçesiyle gönderilmiş birinin yerine çok daha tecrübesiz biri.. Elbette taraftar baskısını azaltmak, ligi tanıyan birilerini getirmek gibi otomatik avantajlara sahip olacak, ama umut ediyorum futbolculuğundaki hoş anıları bize unutturmaz.

Raul Blanco Gonzalez



Gezegenin en başarılı kulubünün en çok gol atan futbolcusu, kaptanı, değişmez 7 numarası...